
Günümüz toplumunda eğitimli insanın, bilgi ve iletişim
teknolojilerini etkili bir şekilde kullanan, teknolojilerdeki gelişmeleri takip
edebilen, bunları hayatında uygulayan, sorgulayan, gelişime açık bireyler
olarak tanımlanabildiği düşünüldüğünde bu yatırımın önemi daha iyi
anlaşılacaktır. Bu nedenle bilişim toplumu olma yolunda ülkelerin ihtiyaç
duydukları insan gücünün yetiştirilmesinde sunulan eğitimin nitelikli olması
büyük önem kazanıyor. Bu doğrultuda bilişim teknolojileri, okullarda sunulan
eğitimi geliştirmek ve güçlendirmek amacıyla öğretim programlarıyla etkili bir
şekilde kaynaştırılmaya çalışılıyor.
Öğrencilere 21 inci yüzyıl becerilerinin kazandırılması,
bilişim toplumu olma sürecinde üzerinde çok sık konuşulan bir konu haline
geldi. Çocuklarımızı bu beceri grubuyla geleceğe hazırlarken onların hangi
yetkinliklerle donatılması gerektiği ortaya konulmaya çalışılıyor. Bu
becerilere, eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim, işbirliği, bilgi ve
iletişim teknolojileri okuryazarlığı, bilgi-işlemsel düşünme gibi beceriler
örnek olarak verilebilir.
Günümüzde kodlama becerisi de bilgi-işlemsel düşünme
becerisiyle ilişkisi nedeniyle bir inci yüzyıl becerisi olarak
değerlendiriliyor. Bu nedenle kodlama eğitimi, 21inci yüzyıl bireylerinin sahip
olması beklenen becerileri kazandırmak için bir gereklilik olarak görülüyor.
Kodlama becerisine sahip olmak sadece bilgisayarda belirli kodları öğrenip
bunlardan birtakım ürünler ortaya çıkarmak olarak da değerlendirilemez.
Akademik bir beceri olarak kodlama, yaratıcı ve mantıksal akıl yürütmenin yanı
sıra problem çözme becerilerini kazandırmanın bir parçası olarak da
değerlendirilebilir. Nitekim bu süreçte çocuklar, problemlere farklı yönleriyle
bakıp çözümler üretebilmeyi, sistematik, üretken, yaratıcı düşünebilmeyi ve en
makul çözümü işbirliği yaparak önerebilmeyi, kısaca mantıksal akıl yürütmenin
yollarını keşfederler Durak, Karaoğlan-Yılmaz, Yılmaz, & Seferoğlu, .
Bu doğrultuda, kodlama ve programlama becerilerine sahip
olmanın inci yüzyılda farklı sektörlerde çalışanlar için önemli bir yetkinlik
olarak görüleceği düşünülüyor. Başka bir ifadeyle, kodlamanın üstünde çok
konuşulan bir konu alanı olmasının en temel nedenlerinden birisi farklı iş
alanlarında çalışan veya çalışacak olan kişiler için anahtar bir yetkinlik olarak
görülmesi. Bu yüzden, kodlama öğrenmek-öğretmek için arayışlar içinde olan
bireylerin bir adım önde olacağı varsayılıyor Sayın & Seferoğlu, .
Bireylere dijital becerilerin kazandırılmasının, başarılı bir dijital dönüşümün
gerçekleşebilmesinin ön koşulu olarak görülüyor. Başarılı bir dijital dönüşüm,
ekonomik büyüme ve toplumda refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla uygun
dijital ekonomi stratejilerinin işe koşulması olarak görülüyor. Bu durum,
günümüzde, yani dijital ekonomi olarak adlandırılan yeni yaşam düzeninde,
kalkınmışlık düzeyinin belirlenmesinde dijital teknolojilerin rolüne işaret
ediyor.
Bütün bu gerekçelerle, kodlama eğitimi de son yıllarda
eğitimcilerin, özellikle bilişim eğitimcilerinin yoğun ilgi duydukları bir
çalışma alanı oldu. Bu ilginin bir sonucu olarak bu konunun birçok ülkenin
öğretim programlarında yer alması için çeşitli çalışmaların yürütüldüğüne tanık
oluyoruz. Örneğin Belçika’da bilişimsel düşünce ve programlama , İspanya’da
programlama, algoritma ve robotik ve İngiltere’de computing kavramları kodlama
nın karşılığı olarak yer alıyor. Yine bir grup Avrupa ülkesinde kodlama eğitimi
mantıksal düşünmeyi desteklemek, problem çözmeyi desteklemek, öğrencileri
bilişim teknolojilerini kullanmaya yöneltmek, bilişim teknolojileri alanında
istihdamını desteklemek gibi amaçlar doğrultusunda öğretim programlarına
eklendi Sayın & Seferoğlu, . Türkiye’de ise - öğretim yılından itibaren
inci sınıflardan başlamak ve kademeli olarak uygulanmak üzere Bilişim
Teknolojileri ve Yazılım isimli bir ders verilmeye başlandı. Bu ders kapsamında
sosyal kodlama ortamlarının kullanılması tavsiye ediliyor.
Bir kavram olarak kodlama, bir bilgisayar sistemine bir
işlemi yaptırmak için komut dizisi yazma işlemi veya belirli bir amacı otomatik
olarak yerine getiren bir yazılımı, bir kodlama dili ve aracı kullanarak
oluşturma süreci” şeklinde tanımlanabilir. Eğitsel amaçlı olarak kullanımı ’lı
yıllarda programlama dilinin kullanımı ile başlayan kodlama son yılda yeniden
gündeme geldi. Kodlamayla ilgili olarak Alice, Kodu, ScratchScratch Jr., Lego
Mindstorms, App Inventor, ToolBox ve Looking Glass, Small Basic, App Inventor,
Game Maker, ToonTalk, Squeak Etoys, Stagecast Creator, Microworlds JR ve Code
gibi blok tabanlı programlama dilleri öne çıkıyor. Metin tabanlı kodlamada
kodların metin olarak yazılması gerekirken blok programlama dilleri ise
sürükle-bırak mantığıyla çalışır. Özellikle küçük yaştaki öğrencilerin
geleneksel programlama dillerinin karmaşık kod yapılarını öğrenmelerine gerek
kalmadan çeşitli uygulamalar yazabilmelerine olanak sağlayan blok tabanlı
programlama dilleri, çocukların gelişim düzeylerine uygun bir şekilde
tasarlanıyor.
Araştırmalar kodlamanın problem çözme ve diğer üst düzey
düşünme becerilerinin geliştirilmesini sağlamada pozitif yönde bir etkiye sahip
olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra çeşitli kodlama eğitimi yöntemleriyle
öğrencilerin motivasyonları da arttırılabiliyor. Örneğin, blok tabanlı
programlama platformlarını kullanarak etkileşimli hikâyeler, simülasyonlar,
animasyonlar ve çeşitli dijital oyunlar geliştiren öğrenciler, bu sayede
çeşitli alanlarla örneğin matematikle ilgili bilgilerini somut ürünlere
dönüştürebiliyorlar. Bu da ilgili konu alanına yönelik öğrencilerin
motivasyonunu arttırıyor Demir & Seferoğlu, , , .
Kısaca, kodlama eğitiminde amaç çocuklara algoritmik
düşünmeyi öğretmektir. Bu bağlamda düşünmenin ve üretmenin yeni bir yolu olarak
görülen kodlama becerisinin kazandırılması, üzerinde önemle durulması gereken
bir konu olarak değerlendiriliyor. Çünkü kodlama eğitimi, çocukların üretim
yapabileceklerinin farkına varmalarını sağlayacak ve böylece inci yüzyıl
toplumlarının gelişiminde etkin rol alabilmelerine olanak tanıyacaktır. Başka
bir ifadeyle, çocuklara ve gençlere dijital çağda üretici olma fırsatı veren
kodlama sayesinde çocuklar ve gençler kendilerini farklı şekillerde ifade
etmeyi başarabilecek ve böylece toplumsal yaşama etkili bir şekilde katkı sunan
yeni kuşaklar yetişmiş olacak.
Günümüz okullarından beklenen, teknolojiyi hızlı, etkili ve
verimli kullanmakla kalmayıp yeni teknolojiler üretebilen bireyler yetiştirmek.
Burada dikkat çeken kavram bilişim dir. Çünkü bilişim olmadan gelişim olmaz.
Ancak, bilişim çağı olarak adlandırılan bu çağda bunu başarabilmenin en temel
yollarından birisinin okullarımızda bilişim teknolojileri dersinin her düzeyde
ve her sınıfta zorunlu hale getirilmesi gerektiğini de vurgulamak gerekiyor. Bu
doğrultuda ayrıca okullarımızda bilişim teknolojileri sınıfları yeniden
işlevsel hale getiriliyor. Tabii ki bunların işlemesi için de her okulda en az
bir bilişim teknolojileri öğretmeni istihdam edilmeli.
İçinde bulunduğumuz salgın döneminde, eğitim ve iş
dünyasında, özellikle üretimle satış süreçlerinde yaşanan zorlukları hepimiz
gözleme şansı bulduk. Salgın sürecinde çevrimiçi ortam ve teknolojileriyle daha
çok ilgilenmek zorunda kaldık. Bu tür benzer durumlarla önümüzdeki yıllarda da
karşılaşılacağı düşünülüyor. Bütün bu zorlukları daha rahat aşabilmek için
bilişim teknolojileriyle ilgili uygulamaların yaygınlaştırılması artık bir
tercih değil bir zorunluluk.
PROF. DR. SÜLEYMAN SADİ SEFEROĞLU KİMDİR?Hacettepe
Üniversitesi’nde öğretim teknolojileri alanında öğretim üyesi olarak çalışan
Prof. Dr. Seferoğlu, lisans eğitimini ‘Radyo-TV’ ile ‘Eğitim Bilimleri’
alanlarında Ankara’da tamamladı. Columbia Üniversitesi’nde ve yıllarında yüksek
lisans; ’da doktora derecesi aldı. Columbia Üniversitesi’nde araştırmacı olarak
eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımı konusunda doktora sonrası
çalışmalarda bulundu. ’de Hacettepe Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan Prof.
Dr. Seferoğlu, halen aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Eğitimi Bölümünde görev yapıyor. ‘Öğretim Teknolojileri ve
Materyal Tasarımı’ isimli bir kitabı bulunan Prof. Dr. Seferoğlu, ‘Siber
zorbalık, Sosyal medya, Yeni teknolojiler ve öğrenme, Öğretmen yeterlikleri,
Çevrim-içi öğrenme, Mobil öğrenme, Bilgi güvenliği’ gibi konularda yazılmış
kitap bölümlerinde ortak yazarlık yaptı. Eğitimde teknoloji kullanımı,
e-Öğrenme, teknoloji politikaları, öğretim materyalleri tasarlama-geliştirme,
hizmet öncesi ve hizmet-içi öğretmen eğitimi, İnternet risk ve tehditleri,
sosyal medya, çocuk ve medya mesleki ilgi alanları arasında.